1 Aralık 2014 Pazartesi

İzledim: İncir Reçeli 2

Kuzulaaaaar selam! Sizlere bu postumda geçen haftalarda izlediğim İncir Reçeli 2 filminin gecikmiş yazısını yazacağım..Öncelikle ilki çok sevilen filmlerin 2. si hiç bir zaman ilkinin tadını vermez, bunun bilinciyle çok beklentim olmayarak gittim ama ne yazık ki bu film ilkinin çooook gerisinde kalmış...İncir reçeli ilk filmini bile sevmeyenler bunu kesin beğenmeyeceklerdir.Çünkü İncir reçeli herkesin aynı hislerle izleyebileceği bir film değildir, aşkı en derinlerde yaşayabilen, melankolik kişiler eminim çok daha farklı açıdan haz duyarak izlemiştir ilk filmi...
     Ben ilk filmi çok beğenen biri olarak ikinciyi de beğendim elbet, ama gerek kurgu, gerek senaryonun etkileyiciliği,gerekse sürükleyicilik, seyirciyi şaşırtma, yerden yere vurma açısından solda sıfır kalır bu film....
Sevdiğim şeylere gelirsek; film karelerinin her biri tablo gibiydi, her şey estetik, her şey sanatsal, her duygu geçişinde tamamlayan müzikler,sanki 3. gözünüzü açıyor, gönül gözünüzü..o ince hisler sizin ruh aleminizde harika bir şölen yaratıyor..Yaşam koşturmacasında soğuk bir kış günü bu tatlı duygularla, sevilmeye muhtaç insan olduğumuzu hissettiren sıcacık bir film....Eyyyy aşk sen ne güzel şeysin öyle:) Halil Sezai şarkılarını zaten severim, ama en son Müslüm Gürses affet şarkısı cidden son noktayı koyuyor..
    Film sonrası iki şeye dikkat edin, birincisi mutlaka dövme  yaptırmak isteyeceksiniz:) ikincisi de "ah ulen ahh" çekip içmeye can atacaksınız, yahu film sanki Tekirdağ rakısını sponsor almış, o kadar içme sahnesi var ki ister istemez insanın canı çekiyor yok böyle bir şey:)
Ben en çok Galata sahnesini beğendim, hem replik etkileyici idi hem o ambiyans, o sahne ne Allah aşkına, Galataya tam karşıdan bakan o çatı terası nerde çok merak ettim, bilen varsa Allah rızası için söylesin yaaaa, oraya yakın bir arkadaşımla gidip hayatı sorgulamak, varoluşumuzun anlamı hakkında sabahlamak için dayanılmaz bir arzu içindeyim:))))

filmde hoşuma giden birkaç spoiler ile yazıma son veriyorum, hoş çakalın! :)


"-bir şeyi merak ediyorum. size de oldu mu hiç, sofraya iki tabak çıkarıp tek başına yemek yediğiniz, sonra bulaşığın kısa sürdüğüne üzüldüğünüz, çamaşır makinesi dolsun diye çok hafta beklediğiniz, bana çok oldu. size de oldu mu hiç? sabah cezveye iki yumurta atıp ikisini de yemek zorunda kaldığınız, önce zil çalıp sonra soğuk anahtarla eve girdiğiniz, her boka göğüs gerseniz de sırtınızın kirli kaldığını hissettiğiniz, bana çok oldu. size de oldu mu hiç? ölüm haberini aylardır kullanmadığı çorabından aldınız mı, bir kavanoz incir reçeli miras kaldı mı size? bana kaldı ve hiç bir tat da acıtmadı genzimi bu kadar. siz en sevdiğiniz şarkıdan atladınız mı hiç? ben atladım. yere düşmesi bir ömür sürüyor."

"yolda uzun süre aşka düşmemiş bir adama denk gelirse yüreğiniz, çalkalayın, zira dibine çökmüş olabilir seven yanları"

"cebimde bir tek hoşçakal yoktu sana, ben uyurken koymuşsun cebime, hoşçakal......"

LAME




2 yorum:

  1. Incir Receli filmini öyle aman aman begenmemistim ama yinede bakilabilir filmdi, senaryosu degisik gelmisti ve melankolik seyleri genelde severim, isyaaaaan sarkisinida galiba ilk orda duymustum :D dövme yapma hissi uyandiracak kadar ne varmis bu filmde bak merak ettim simdi ;D

    YanıtlaSil
  2. tatlım ilk filmi sevmediysen bunu hiç izleme bence, ilk film kadar etkisi yok ama ben yarattığı duygu yumağını sevdim:) ben zaten uslanmaz duygusal balık olduğum için böyle filmleri seviyorum:) dövme ile ilgili kısmına açıklık getireyim madem izlemeyeceksin filmdeki kız dövmeci ve salonuna her gelene ilk sorusu "hikayeniz var mı?" oluyor, her insanın hayatında dövme yaptıracak kadar etkileyen bir aşk hikayesi yaşaması gerektiği vurgusu var filmde...tabi filmde öyle bir işlemişlerki hemen aşkını kazıtmak istiyorsun:) sevgiler

    YanıtlaSil

Çok Kıymetli Yorumlarınız...!

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...